Hepimiz çocuklarımızın geleceği için en iyisini isteriz. Peki ya en önemli gerçeği gözden kaçırıyorsak? Bir çocuk için hayatı anlamlandırmanın, öğrenmenin ve büyümenin en temel yolu oyundur. Bir yetişkin için mola ve eğlence aracı olan oyun, bir çocuk için yaşamın ta kendisidir.
Anaokulumuzun temel felsefesi de tam olarak budur: Çocukların doyasıya oyun oynayabildikleri, çocukluklarını dolu dolu yaşayabildikleri bir dünya yaratmak. Oyun, çocukların dünyayı taklit ettiği, deneme-yanılma yoluyla öğrendiği sihirli bir alandır. Bu süreç, sadece eğlence değil, aynı zamanda bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimin de temelidir. Bloklarla kule yaparken yer çekimini, legolarla bir makine tasarlarken mühendislik prensiplerini öğrenirler. Hayali oyunlar sırasında rol değiştirerek empati kurmayı, arkadaşlarıyla birlikte oynarken işbirliği yapmayı öğrenirler.
Bizim anaokulumuzda, önceden belirlenmiş kurallara sahip oyuncaklar yerine açık uçlu oyun materyallerini tercih ediyoruz. Bir tahta parçası, bir kumaş veya bir karton kutu... Bu materyaller, çocukların yaratıcılığını kısıtlamaz. Bir çocuk, karton kutuyu uzay gemisi yaparken, bir diğeri aynı kutuyu ev olarak görebilir. Bu durum, çocukların kendi hayal güçlerini kullanmalarını teşvik eder ve onlara "doğru" ya da "yanlış" cevabın olmadığı bir öğrenme ortamı sunar.
Çocuğunuzun, dijital dünyanın hızından uzak, oyunun ve yaratıcılığın tadını çıkaracağı bir çocukluk geçirmesini istiyorsanız, kapımız her zaman açık.